1. Stopaj Yapılmasının Şartları
Yurt dışında mukim kişi ve kuruluşların Türkiye’deki müşterilerine hizmet sunmak
suretiyle aldıkları paralar hizmetin türüne göre Türkiye’de gelir veya kurumlar vergisine tabi
tutulmaktadır. Bu vergileme genellikle stopaj yoluyla olmaktadır.
Gelir Vergisi Kanunu’nun 94. maddesine göre stopaj yapabilmesi için;
– Yurt dışından hizmeti sunan gerçek kişi olmalıdır.
– Yapılan hizmet kesintiye tabi bir ödeme gerektirmelidir.
– Ödemeyi yapacak kişi GVK’nın 94. maddesinde yer alan tevkifat yapmak zorunda
olan mükellefler arasında sayılmalıdır.
– Varsa iki ülke arasında çifte vergiyi önleme anlaşmasına bakılmalıdır (Hem oran
açısından, hem de stopajı engelleyici hüküm açısından).
Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 30. maddesine göre stopaj yapabilmek için;
– Yurt dışından hizmeti sunan bir kurum olmalıdır.
– Yurt dışından alınan hizmet KVK’nın 30. maddesinde sayılan tevkifata tabi
hizmetlerden olmalıdır.
– Hizmet alınan ülke ile Türkiye arasında çifte vergiyi önleme anlaşması olmamalıdır
veya vergi anlaşmasında stopaj yapmayı engelleyecek hüküm olmamalıdır.
2. Stopaja Tabi Olan ve Olmayan Ödemeler
Yukarıdaki açıklamalar ışığında, stopaja tabi olan bazı ödemeler şöyledir;
– Telif, imtiyaz, ticaret unvanı, marka, know-how, ihtira, işletme, alâmetifarika ve
bunlara benzer GAYRİ MADDİ HAKLAR için ödenen bedeller veya kiralar,
– KİRALAMA hizmetleri karşılığında ödenen bedeller (finansal kira ve normal kira),
– Eleman ücretleri (Yurt dışında mukim bir şirkette çalışan ve geçici görevle
Türkiye’ye gelen personel için yurt dışındaki firmaya ödenen ÜCRET karşılığı ödemeler),
– Danışmanlık, mühendislik, eğitim, montaj, eğitim hizmetleri, özel yazılım
yaptırılması, tercüme hizmetleri gibi SERBEST MESLEK kapsamında yapılan ödemeler,
– Borç verme, mevduat ve benzeri fon kaynakları karşılığında ödenen FAİZLER.
Diğer taraftan, stopaja tabi olmayan bazı ödemeler ise şöyledir;
– Fuar katılım bedelleri,
– Yurt dışında yapılan ilan ve reklam bedelleri,
– Her çeşit komisyon ödemeleri,
– Tamir veya bakım ücreti ödemeleri,
– Sigorta prim ödemeleri,
– Gözetim ücret ödemeleri,
-Yurt dışında yaptırılan fason iş bedeli ödemeleri,
– Uydu ve data hattı kira ödemeleri,
– Yurt dışı seyahatlerde yapılan ödemeler (konaklama, yemek, ulaşım, haberleşme).
Yukarıdaki ödemeler ve benzer ödemeler TİCARİ KAZANÇ niteliğinde ödemeler
olduğu için stopaj kapsamına girmemektedir.
3. Hizmet İthalinde Stopaj Sorumluluğunun Doğduğu Zaman
Hizmet ithalinde gelir veya kurumlar vergisi stopaj sorumluluğunu doğuran olay
stopaja tabi hizmet bedelinin nakden veya hesaben ödenmesidir. Hesaben ödeme deyimi,
stopaja tabi kazanç ve iratları ödeyenleri hak sahiplerine karşı borçlu durumda gösteren her
türlü kayıt ve işlemleri ifade eder. Bu itibarla stopajı doğuran olay,
– Nakden veya banka yoluyla ödeme yapılması,
– Fiili ödeme olmasa bile, hizmeti alanın hizmeti veren adına açtığı hesapta kendisini
hizmeti verene karşı borçlu duruma getiren veya borcunu yükselten kayıt yapılmasıdır.
4. Stopaj Sorumluluğunda Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar
Hizmeti veren yurt dışında mukim firma veya kişiler genellikle, alacakları ücretin net
olarak kendilerine ödenmesini istemektedirler. Bu takdirde varsa stopaj matrahını bulabilmek
için yabancıya yapılan ödemenin stopaj oranı dikkate alınarak brütleştirilmesi gerekmektedir.
Yurt dışından alınan stopaja tabi hizmet bedeli tespit edilirken bu hususun göz önünde
bulundurulması ve buna göre ücretin net mi, brüt mü olacağının sözleşme aşamasında
belirlenmesinde yarar vardır
Genellikle, firma sahipleri mali müşavirlerine hiç danışmadan bu tür hizmet alımlarına
gitmektedirler. Sonrada hizmet bedeli ödeme sırasında karşılarına ilave olarak, hem stopaj
hem de KDV çıkmaktadır. Alınan hizmet faturaları net kabul edildiğinden stopaj yükü
tamamen Türk mükellefe binmektedir. Oysa daha işin başında bu tür konularda anlaşma
sağlanırsa sürpriz maliyet veya vergi yükleri ile karşılaşmazlar. Zira ödenen hizmet
faturalarından Türkiye’de kesilen bu stopajların mukim ülke mükellefleri tarafından iade
alınması mümkündür. Çok yüksek hizmet alımlarında karşı tarafın iade alması mümkün
olduğu için bu konuya dikkat edilmelidir. Bu tür konularda mali müşavirler müşterilerini
önceden uyarmalıdırlar.
Ayrıca stopaja tabi ödemelerde, hizmeti verenin mukimi olduğu ülke ile Türkiye
arasında yapılmış ve yürürlüğe girmiş bir vergi anlaşması olup olmadığına ve bu anlaşmanın
stopajı etkileyip etkilemediğine bakılmalıdır. Ayrıca hizmet faturaları üzerinden, Çifte
Vergilemeyi Önleme Anlaşması kapsamında olan ülkelerde ikamet edip de stopaj kesintisi
yapılmasını istemeyen kişi veya kurumlardan MUKİMLİK belgesinin istenmesinde fayda
vardır. Bazı büyük şirketlerin merkezleri farklı ülkelerde olup, gelen faturalar üzerinde
merkez adresi yerine şube adresi yazabiliyor. Bu durum ise sorumluluk açısından yanıltıcı
olabilmektedir.