KDV Kanunu’nun 9. maddesi, mükellefin Türkiye içinde ikametgâhının, işyerinin,
kanuni merkezi ve iş merkezinin bulunmaması hallerinde Maliye Bakanlığına vergi alacağının
emniyet altına alınması amacıyla, vergiye tabi işlemlere taraf olanları verginin ödenmesinden
sorumlu tutma yetkisi tanımıştır.
Maliye Bakanlığı bu yetkisini kullanarak KDV Genel Tebliği 117 ile bu kişi ve
kuruluşların Türkiye’de yaptığı hizmetler ile bunların yurt dışında yaptığı, ancak Türkiye’de
faydalanılan hizmetlerde KDV’nin tamamının hizmetten faydalanan yurt içindeki muhatap
tarafından sorumlu sıfatıyla beyan edilip ödeneceği yönünde düzenlemeler yapmıştır.
Buna göre, yurt dışından hizmet ithal edildiğinde, hizmeti ithal eden tarafından hizmet
bedeli üzerinden KDV hesaplanması ve bu verginin 2 No’lu Katma Değer Vergisi
Beyannamesiyle beyan edilip ödenmesi gerekmektedir. Katma değer vergisi sorumlusunun
vergi mükellefi olması şart değildir. Katma değer vergisine tabi hizmet ithalini yapan kim
olursa olsun KDV sorumlusudur.
Yurt dışından alınan hizmetlerde KDV sorumluluğu doğmaması için;
– Bu hizmet KDV’nin konusuna girmeyen bir hizmet olmalı veya
– Bu hizmet Türkiye’ye ithal edilmemiş (Türkiye’de faydalanılmamış) bir hizmet
olmalı ya da
– İthal edilen hizmet, katma değer vergisinden istisna edilmiş olmalıdır.
Yurt dışından ithal edilen ve bu şartların sağlanamadığı tüm hizmetler KDV
sorumluluğu gerektirir. Hizmeti yapanın mukimi olduğu ülke ile Türkiye arasında vergi
anlaşması bulunması KDV sorumluluğunu etkilemez. Vergi anlaşmaları katma değer vergisini
kapsamaz.
2. KDV Sorumluluğu Gerektiren ve Gerektirmeyen Hizmet İthalleri
elemanının gittiği ülkedeki otel, lokanta,
haberleşme vb. harcamaları hizmetin ifa edildiği ve faydalanıldığı yerin yurt dışı olması
nedeniyle,
– Türkiye’de üretilen mallara yurt dışında müşteri bulan bir yabancının yaptığı
komisyonculuk hizmeti, hizmet yurt dışında ifa edildiği ve hizmetten yurt dışında
yararlanıldığı için,
– Yurt dışında eğitim veya sağlık hizmeti alınması, yurt dışı fuara katılma şeklindeki
hizmetler hizmetten yurt dışında yararlanıldığı için,
– Yurt dışı bankalardan kredi alınması karşılığı ödenen faizler istisna olduğu için,
– Yabancı nakliyat şirketinin Türkiye’ye mal getirmesi veya Türkiye’den mal
göndermesi hizmet ithali niteliği taşımasına rağmen KDV kanununun 14 üncü maddesine
göre yurt dışında başlayıp Türkiye’de biten veya Türkiye’de başlayıp yurt dışında biten
taşıma hizmetleri KDV’den müstesna olduğu için.
3. Hizmet İthalinde KDV Sorumluluğunun Doğduğu Zaman
Hizmet şeklindeki işlemlerde KDV’yi doğuran olay, hizmetin tamamlanmasıdır.
Hizmetlerde KDV çoğu zaman hizmeti yapanın, hizmeti belgeleyen fatura veya benzeri
belgeyi düzenlediği ayda doğar. Dolayısıyla KDV sorumluluğunun hizmetin tamamlandığı ve
fakat en geç hizmet tutarının gider veya maliyet olarak kayıtlara alındığı tarih itibariyle yerine
getirilmesi gerekir.
4. Sorumlu Sıfatıyla Beyan Edilecek KDV’nin Matrahı ve Oranı
Sorumlu sıfatıyla KDV hesaplanmasını gerektiren hizmet ifalarında vergiyi doğuran
olay hizmetin tamamlanması ile meydana gelir. Bu nedenle döviz cinsinden belirlenen mal ve
hizmet bedelinin vergiyi doğuran olayın meydana geldiği tarihteki merkez bankası döviz alış
kuru üzerinden TL’ye çevrilerek KDV’nin bunun üzerinden hesaplanması gerekir. Merkez
bankasınca günlük olarak kur tespiti yapılmayan dövizlerde yürürlükteki en son Vergi Usul
Kanunu Genel Tebliğinde belirtilen döviz kuru esas alınır.
Bu şekilde hesaplanan matraha vergiyi doğuran olayın meydana geldiği tarihte
yürürlükte bulunan KDV oranı uygulanır.
5. Sorumlu Sıfatıyla Beyan Edilen Vergilerin İndirimi
Sorumlu sıfatıyla 2 No.lu KDV Beyannamesi ile beyan edilen vergiler vergi
sorumluları açısından yüklenilen vergi niteliğindedir. Bu itibarla bu vergiler aynı dönemde
mükellef sıfatıyla verilen 1 No.lu KDV Beyannamesinde indirim konusu yapılır. Bu indirimle
ilgili olarak özellik arz eden hususlar şunlardır:
– İndirim için 2 No.lu KDV Beyannamesi ile beyan yeterlidir. Verginin ödenmesi şartı
aranmamaktadır.
– KDV’nin sorumlu sıfatıyla beyan edilmesi gerekirken beyan edilmemesi veya eksik
beyan edilmesi nedeniyle ikmâlen veya re’sen tarh edilmesi halinde, tarh edilen verginin
indirim konusu yapılabilmesi için vergi aslının ödenmesi ve ödemeye ait makbuzun ödemenin
gerçekleştiği takvim yılı aşılmamak kaydıyla yasal defterlere kaydedilmesi gerekir.
– Sorumlu sıfatıyla beyan edilmesi gerekirken beyanın ilgili dönemde yapılmayıp
sonradan pişmanlıkla yapılması halinde, sorumlu sıfatıyla beyan edilen vergiler pişmanlık
talebiyle 2 No.lu KDV Beyannamesinin verildiği dönemde indirilir.